18.08.2021

Gestasyonel Diyabette Leptin ve Beslenme Arasındaki İlişki

Gestasyonel diyabet (GDM), ilk kez gebelikte fark edilen ve patofizyolojisi henüz tam olarak aydınlatılamayan hiperglisemik bir durumdur. GDM, gebelikte en sık görülen komplikasyonlardan biri olmakla birlikte yapılan çalışmalar bu durumun, tüm gebeliklerin %3-8'ini etkilediğini ortaya koymuştur. Bu prevalans, 21. yüzyılın en büyük halk sağlığı sorunlarından biri olan hamile kadınların yaş ortalamasındaki ve obezite oranlarındaki artış nedeniyle hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde son yıllarda artmıştır. GDM fenotipi oldukça heterojen olmasına karşın, prevalansının yarısı fazla kilo ve obezite ile açıklanabilmektedir.

1994 yılında keşfedilen leptin hormonu, beyinde merkezi düzeyde vücut ağırlığını ve metabolizmayı kritik bir şekilde düzenlemekle birlikte leptin/leptin reseptörü (LEPR) sinyallemesinin bozulması, morbid obezite ve ciddi metabolik hastalık ile sonuçlanmaktadır. Leptin, plasentada, esas olarak önemli bir otokrin trofik etkiye sahip olduğu trofoblastik hücreler tarafından yüksek oranda eksprese edilmektedir. Ayrıca, artan leptin seviyeleri gebeliğin en sık görülen patolojisi olan leptinin plasentanın ve makrozomik hale gelen fetüsün artan boyutuna aracılık edebileceği gebelik diyabetinde gözlemlenmiştir. Aslında, leptin, gestasyonel diyabetik deneklerden alınan trofoblastlarda gözlendiği gibi, artan protein sentezine aracılık etmektedir. Bunlara ek olarak, leptin, gliserol taşıyıcı aquaporin-9'un ekspresyonunu artırarak gestasyonel diyabette besinlerin fetüse taşınmasını kolaylaştırıyor gibi görünmektedir. Bilim insanları gestasyonel diyabette bulunan yüksek plazma leptin seviyelerinin, merkezi düzeyde leptin direnci ile güçlendirilebileceğini ve obezite ile ilişkili inflamasyonun bu leptin direncinde rol oynadığını belirtmişlerdir.

Bu nedenle, hamilelikte görülen bu patolojik durumu değiştirmek için anti-inflamatuar besinlerin önemi açıktır. Aslında, beslenme müdahalesi, gestasyonel diyabet tedavisi için ilk basamak yaklaşımı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konu ile ilgili daha sağlam bilimsel kanıt elde etmek için polifenoller veya çoklu doymamış yağ asitleri gibi nutrasötikler veya hamile kadınlarda mikro besinler veya probiyotiklerle besin takviyesi ile daha fazla beslenme müdahale çalışmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu bağlamda yakın zamanda gerçekleştirilen çok merkezli randomize bir çalışmada Akdeniz diyetinin gestasyonel diyabet riskini azalttığı bulunmuştur.

Yine yakın zamanda yapılan bir bilimsel derlemede, uzmanlar, leptinin, GDM’de anne ve fetüs sağlığı üzerinde etkili olan mekanizmalarını ve ayrıca gebelik patolojilerindeki rolünü göz önünde bulundurarak maternal obezitenin plasental inflamasyon ve besinlerin taşınması üzerindeki etkisini incelediler.

Gebelikte Akdeniz Tarzı Diyet

Literatürde bildirilen ve bu derlemede toplanan veriler, Akdeniz diyetinde bulunan çeşitli biyoaktif bileşiklerin obeziteye karşı etkisini destekleyen bilimsel kanıtlar olduğunu göstermiştir. Vücut yağ birikimindeki azalmaya paralel olarak, GDM, artmış leptin ve insülin direnci, stres oksidatif ve düşük dereceli inflamasyon gibi obeziteli gebeliğe özgü diğer özellikler de bu biyoaktif bileşikler tarafından iyileştirilmektedir. Bu etkilerin altında yatan etki mekanizmalarından bazıları, klinik öncesi çalışmalarla ortaya konmuştur. Bununla birlikte, hamilelikte diyet ve yaşam tarzı müdahaleleri hakkında yapılan çok sayıda çalışmanın yayınlanmasına rağmen, metabolik risk faktörleri olan kadınlarda hamilelik sonuçlarını iyileştirmek için net bir diyet önerisi ortaya çıkmamıştır. Araştırmacılar bu bağlamda, gebelikte Akdeniz tarzı diyet müdahalesinin ve kilo alımında potansiyel azalmaların ve gestasyonel diyabet riskine ilişkin gözlemsel kanıtların dikkate alınması gerektiğine dikkat çekmişlerdir. Bu diyetin temel bileşenleri, en azından yüksek oranda polifenolik ve diğer biyoaktif bileşiklerin alımını içermektedir.

Sonuç olarak uzmanlar gelecekteki çalışmaların, Akdeniz diyetinde bulunan hangi biyoaktif bileşiğin hangi etkilerden sorumlu olduğunun ve bu bileşiklerin aralarındaki potansiyel sinerjinin araştırılması gerektiğine dikkat çekmişlerdir. Ayrıca bu stratejinin, GDM'yi önlemek veya tedavi etmek için yeni terapötik müdahaleler bulmaya yardımcı olacağını belirtmişlerdir.

Referans:

Pérez-Pérez A, Vilariño-García T, Guadix P, Dueñas JL, Sánchez-Margalet V. Leptin and Nutrition in Gestational Diabetes. Nutrients. 2020 Jul 2;12(7):1970. doi: 10.3390/nu12071970. PMID: 32630697; PMCID: PMC7400219.